top of page
  • Instagram Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Facebook Social Icon
indir (8)
indir (7)
indir (6)
indir (4)
indir (3)
indir (2)
indir (5)
4e9a8a131d23f
images
Dağ Göl
Sisli Yamaçlar

 "Çerkes kültürü köylü bir içerik tasir. Köy ilişkileri içerisinde olusmustur. Ekonomik bazıda üretimdir. Kentsel üretim iliskileri, ulusal materyallerin degisimi, alis-veris, Çerkes kültürünün özelliginden degildir.

           Çerkes kültürü içerisinde kisi her ürlü ihtiyaclarini kendisi üretmek durumundadir. Ustadir, evini kendisi yapar, Çifçidir; topragi eker, çapalar, hasadini yapar, tarlasini çitlerle çevirir. Çobandir; hayvanini besler. Sarki söyler, dans eder, ava gider, at biner, hatta gerktiginde savascidir. "( Çerkes tarihi. Hayri Ersoy, Aysun Kamaci)

Kafkas Dağları, Kafkas Sıradağları Kafkasya'da Karadeniz ve Azak Denizi ile Hazar Denizi arasında, kuzeybatı ve güneydoğu doğrultusunda uzanan sıradağlar ve dağ sistemi. Bu dağlar kuzeybatıda Taman Yarımadası yakınlarında başlar ve güneydoğudaApşeron Yarımadasına değin uzanır. Kafkas Dağları, Kuzey ve Güney Kafkaslar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kuzeyde kalan sıra dağlara Büyük Kafkas Dağları, Güney Kafkas Dağlarına ise Küçük Kafkas Dağları denir.

Büyük (Kuzey) Kafkas Sıradağları 1300 km kadar bir uzunluğa sahip olmakla birlikte, yüksekliği 2000 m’nin altına hiç düşmemektedir.

Küçük (Güney) Kafkas Sıradağları birçok küçük parçadan meydana gelmiş olup, dağlar üzerindeki tepelerin ortalama yüksekliği 3720 m civarındadır.

Güneyi dik yamaçlar biçiminde olan Kafkas Dağlarının kuzeyi, ana sıraya koşut ve gittikçe alçalan sıralarla düzlüklere kavuşarak son bulur. En yüksek doruk Kafkasya'nın Olimposu da sayılan Elbruz'dur (5642 m); Adigece: Oşhamafe, Kabartayca: Oşhamah'o/1уашъхьэмахуэ; Karaçay-Balkarca: Mingi Tav). Dikhtau (5.204 m), Koştantau (5.151), Şhara (5.068) ve Kazbek'tir (5.033 m). Başlıca geçitler Mamison ve Daryal'dır. Rusların ilk kez 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı'nda bir yol da inşa ederek geçtiğiDaryal GeçidiKuzey Osetya-Alaniya Cumhuriyeti başkenti Vladikavkaz'ı Gürcistan'ın başkenti Tiflis'e bağlar. Bu yola Gürcü Askeri Yolu da denir.

Kafkas Dağları üzerinde toplam 1.424 km karelik bir alan kaplayan 2.200 kadar dağ buzulu bulunur. Bu buzullar Karadeniz ve Hazar Denizi'ne dökülen çok sayıda akarsuyun beslendiği ana kaynaklardır, bu akarsuların başlıcaları Karadeniz'e dökülen Kubanİngur ve Rioni ırmakları ile Hazar Denizi'ne dökülen KumaTerek ve Sulak ırmaklarıdır. AyrıcaTürkiye'de doğup gelen Kura Irmağı da Alazani gibi birçok kolunu Kafkas Dağlarından alır.

Kafkas Dağlarının en yüksek yerleri çıplak kayalar,daha aşağılarda kalıcı karlar ve buzullar,sonra sırasıyla Alp tipi çayırlar, iğne yapraklı, karışık yapraklı ve yaprak döken ormanlarla kaplıdır. Yamaçlarda çam, meşe, kayın, kestane, kızılağaç ve ıhlamur ağaçları yayılmıştır. Dağlarda yabanöküzü, elik, geyik, vaşak,atlar vb. gibi hayvanlar yaşar. Akarsularında bol miktarda alabalık bulunur. Alp (dağ) çayırları yazın hayvanların ve arı kovanlarının yayıldığı alanlardır. Buralarda dağ turizmi geliştirilmektedir. Maden kaynakları (kömürdemir cevherikurşunçinkobakırmolibdenmanganez ve volfram, vb.) zengindir. Krasnodar KrayStavropol KrayAdigey CumhuriyetiÇeçenya ve Azerbaycan'da zengin petrol ve doğal gaz yatakları vardır, işletilir. Ayrıca zengin mineral su kaynakları da vardır.

{ÇERKES KÖYLER}

Marj al-Sultan:

Marj el-Sultan (Arapça: Marj Sultan olarak da yazılmış), idari olarak Şam şehrinin 15 kilometre doğusunda bulunan Rif Dimashq Valiliği'nin bir parçası olan güney Suriye'de bulunan bir köydür. Köy, meyve bahçesi dolgulu bir alanda, verimli Ghouta bölgesinde bulunmaktadır. [2] Yakınlardaki bölgeler arasında batıda Harasta el-Qantarah ve Zabdin, kuzeyde el-Naşabya, doğuda Bilaliyah, güneydoğudaki Deir Salman, güneyde Sakka ve güneybatıda Deir el-Asafir bulunur. Suriye'ye göre Merkez İstatistik Bürosu, Marj al-Sultan, 2004 nüfus sayımında 1.860 kişilik bir nüfusa sahipti. [1] 2012 yılında nüfus 2,500 olarak hesaplandı. Mahalle sakinleri çoğunlukla Suriye'nin Çerkes toplumunun üyesidirler. [3]

Marj el-Sultan, 1877-78 yıllarında çoğunlukla Abaza ve Shapsugh kabilelerinden oluşan, bölgedeki yerleşimi Osmanlı makamları tarafından kolaylaştırılan Anadolu'dan 25 Çerkes mülteci ailesi tarafından kurulmuştur. Bu Çerkesler grubu, 1864'te Kafkasya'da anavatanlarından zorla Rus kuvvetlerine saldırarak zorla Çerkesler'e sığınan Bulgaristan'dan taşınarak (günümüzde günümüzde Türkiye) Anadolu'ya gelmişti. Suriye'nin kuzeyinde Aleppo ve Homs yoluyla karayolu ile Marj al-Sultan'a vardılar. Şam'ın valisi Medhat Paşa, o zaman Çerkeslere bir sevinç duydu; Çerkeslere kendisi Çerkes eşi, Çeçen göçmenlerin Şam şehrindeki şehir banliyölerinde Diwaniyyah ve Muhacirun'da ikamet teklif etti ancak Marj'ta ikamet etmeyi reddetti El-Sultan ve Golan Tepeleri bölgesi. [2] Eski su yayları, ağaçlar ve çimenli alanlarda dolmuştur. [4]

Yeni kurulan köy, iyi planlanmış ve organize bir şekilde inşa edilmiş ve daha sonra yerleşim olarak gelişecektir [2] Başlangıçta, köyün güneydoğusunun ikamet yeri olarak görev yapmasına karar verilmiş ancak köylüler, Eski bir Roma mezarlığı keşfinden sonra batı kesiminde birikirler. Çerkesler, kavak ağaç çatı kaplamalı, küçük, tek katlı kerpiç tuğla evleri inşa ettiler. Benzer şekilde örgütlenmişlerdi, hepsi doğrudan sokaktan uzakta. Aşiret başkanlarına ait evlerin sadece üçünde iki kat vardı; üst katlar misafir odaları için bir oda içeriyordu. 1879'da köyün Shapsugh mahallesinde bir cami inşa edildi. [4]

Arazi, Sultan I. Abdülhamit'in, dolayısıyla Marj-ı Sultan'ın mülküdür (Sultan'ın Ovası). Padişahın 3.000 askeri atı ilkbaharda ve mevsim sonbaharında otlattığı yer burasıydı. Hükümet, ailelere bir çift sığır, bir çift öküz, kanatlı hayvan, gıda maddesi ve çadır dağıttı. Köy zenginleşti ve Çolaklıların Golan Tepeleri ve Transkodand'a göç etmeden önce geçiş noktası haline geldi ve Şam, Hom ve Halep'te iş yapmak için yolculuk yaptı. [4] İkinci nesil Suriye Çerkesleri Şam'da daha iyi eğitim olanakları buldular ve Marj el-Sultan'ın nüfusu giderek azaldı. [4]

Beer Ajam:

Bira Ajam ( Arapça : بئر عجم , aynı zamanda Bir Ajam yazıldığından ) Golan Tepeleri'nin Suriye kontrollü kısmında Kuneytire bir Suriyeli Çerkes şehirdir. Yaklaşık 150 yıldır yaşadığı olmuştur. İlk evler 1872 Yakın yerlerde inşa edilmiş kuzeye Quneitra dahil , Naba el- Sakhr kuzeydoğu , el- Harra doğuda , Namer güneydoğu ve Bariqa güneyde . İstatistik Suriye Merkez Bürosu ( CBS ) verilerine göre , Bira Ajam 2004 nüfus sayımında 353 nüfusu vardı. [2] Onun sakinleri Abadzehler'in ve Kebertei kabilelerinden Çerkezler vardır .

Tarihi 19. yüzyılın Bira Ajam kuzey yaylar , 80 kulübe gibi evler ve Ayrı bölgelerinde inşa edilmiş 340 toplam nüfusu ile büyük ve müreffeh Çerkes köy olarak nitelendirildi ve güneyde bir göletin yanında

Doğa ve yaban hayatı İklim kışın orta ve soğuk. Köy meşe , Butm , Azaapop , yabani şeftali ve armut ağaçları bol ormanlar ile çevrilidir . Yabani hayvanlar Albüm , ibibik de dahil olmak üzere kuşların çeşitli türleri , yerel kırlangıcı , ligde ve ARUR yanı sıra tilki ve çakal , yaban domuzu , yaban Gharbra ve diğerleri sayılabilir. Hayvan çeşitliliği tamamen yerel yaban hayatı yok etmek tehdit eden bir düşüşe , konu olmuştur . Bunun için bir açık nedenleri vardır , ancak insan faaliyetlerinin genişlemesi ve daha yolların açılması yanında bitki örtüsü ile kaplı bir alanda düşüş büyük ölçüde katkıda bulunduğu düşünülmektedir.

Büyükçamurlu, Göksun:

Büyükçamurlu, Kahramanmaraş ilinin Göksun ilçesine bağlı bir mahalledir.

Tarihçe: Köy, 1860 yıllarında kurulmuştur.

Kültür:

Büyükçamurlu Köyü, Kuzey Kafkasya halklarından olan Ubıh boyuna mensup bir Çerkes mahallesidir. Çerkes-Rus savaşlarından geriye kalan Ubıhlardan dünyadaki birkaç mahalleden biridir. Ubıh dilinin yok olmasından sonra diğer Çerkes dillerinin karışımı şeklinde olan ve Şapsığ diline yakın bir dili konuşmaya başlamışlardır. Köy hâlâ geleneklerini devam ettirmekte olup düğünleri ve yemekleri ön palana çıkan özelliklerindendir

Hacıkara, İnegöl:Hacıkara, Bursa ilinin İnegöl ilçesine bağlı bir köydür.

Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]

Köyümüz bir çerkez köyü olup büyük çerkez sürgününde kafkasyadan gelenler tarafından kurulmuştur(Kafkasya'dan ilk olarak balkanlara yerleştirilen insanlarımız,daha sonra balkan savaşı çıkınca bugünkü bulunduğumuz yere gelmiştir) .Köyümüz inegöl ilçesine 19 km uzaklıkta olup, mesire alanları ve şelalesi ile gerçek bir doğa harikasıdır.Köyümüzde çerkez örf ve adetleri en sıkı şekilde devam ettirilerek düğün,cenaze ve buluşmalarda çerkez adetlerinin gereklerine göre davranılmaktadır.Köyümüzde kafkasyadan göç etmiş birçok sülale vardır. Köyümüzde çerkez dili hala devam ettirilmektedir.Köyümüze özgün yemekler metaz,haluvuj,paste,lepsi vb. gibi çerkez yemekleridir.

Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir]

Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Fakat köy orman köyü olduğundan tarım arazisi kısıtlıdır.Fındık köyün candamarı gibidir.köy yakın zamanda orman köyü statüsünden çıkarılmıştır.

Akbaba. Afyonda:

Akbaba köyünde yaşayanlar bugünkü kafkasyada Kuban nehrinin güneyi ile Kafkas Dağları arasında Oşhomafe dağı eteklerinde yaşamaktayken 1864-1865 yıllarında büyük çerkez sürgünüyle İstanbul'a yerleştirilmişlerdir.Daha sonra bugünkü yerleşim alanı olan Akbaba köyü kurulmuştur.Köy ilk olarak bugünkü eskiköy olarak bilinen vadiye yerleşmiş ve daha sonra heyelandan dolayı bugünkü yerleşim yerine 1954 yılında yerleşmiştir.köyümüz ABZEKH köyü olup köyde yaşayan sülaleler şunlardır; Şewcen, Çetaw, Wonejko, Mamğat, Apiş'dir.köyün büyük çoğunluğu Şewcen sülalesindendir. 

Akbaba köyü ilk önceleri Konya'ya bağlı bir köy olup daha sonra Afyon ili Sultandağı ilçesine bağlanmıştır.Genel olarak Konya'ya bağlı çerkez köyleriyle iletişim halindedir.Köyümüzden dışarıda yaşayanlar köy ile bağlantılarını kesmemiş olup genelde Konya ve Akşehir'de ikamet etmektedirler.Köyümüzde çerkez örf ve adetleri, gelenek ve görenekler halen özünü kaybetmeden devam etmektedir.Düğünler eski ihtişamıyla devam etmektedir.Kısacası adığe khabze yaşatılmaktadır.Görenlerin hayran kaldığı güzel bir orman köyüdür. 

Sarıcaova.afyonda:

14.8.2004 günü Nehuşe Nuri ile birlikte Afyon Sarıcaova köyüne gittik köye ilk defa gittiğimiz için ulaşmamız biraz zor oldu .Köyün tabelasını daha görmeden Çerkes köyüne ulaştığımızı hemen anladık çünkü yolda gördüğümüz boyasız çatısız harap evlerin aksine kendini uzaktan bile belli eden Çerkes mimarisine sahip evlerimiz hemen dikkat çekiyordu.Köye ulaştığımızda köy camisine uğrayarak yaşlılarımızla tanışma imkanı bularak ziyaret sebebimizi anlatarak müsade aldık .Mehmet Canpolat abimiz bizi evine davet ederek ikramlarda bulundu.Aynı zamanda thametelerin toplanmasını sağladı.Kendisine buradan çok teşekkür ediyoruz.Thamatelerimiz toplandıktan sonra köy ile ilgili bilgileri onlardan alarak kameraya kaydettik.Şimdi bu bilgileri kısaca sizinle paylaşacağız.. 

Köyün kuruluşu Kafkasya dan yapılan büyük göç ile aynı tarihlere rastlamakta 1864 yılında kurulan köy başlangıçta 200 hane olan köy arazinin yetersiz kalması dolasıyla başka yerlere göç olmuş 70 hane ye düşmüştür.Köy ün tamamı Abzeh boyuna mensuptur.Köy ilk yapıldığında mükemmel bir ağaç işciliğine sahip evler varken kurtuluş savaşı sırasında yunan askerleri tarafından tamamen yakılmış büyük zorluklarla tekrar inşaa edilmiştir.Köy de okuma yazma oranı çok yüksektir. Emminet Amiri hakim avukat doktor vb gibi birçok meslekten sarıcaovalı büyüklerimiz vardır.Köyün ilkokulu 1937 yılında kurulmuş daha sonra bir yangın geçirmiş köyün imkanları ile tekrar yapılmış 1967 de bugunkü halini almıştır.

Köyde şu anda 25 hane bulunmaktadır.Fakat bir çok köyde olmayan bir şekilde kurulan köy derneğinin faaliyetleri ile köydeki evler tamir edilmektedir. Yine köy derneğinin çalışmalarıyla köye Eskişehir tarafından yol açılmış su sorunu çözülmüş ayrıca köy arazisine 3 milyon ağaç dikilerek ulaşılması zor başarı sağlamıştır.Tüm bu çalışmaların sayesinde köye dönüş kolaylaşmış eski evler tamir edilerek yada yeni evler inşaa edilerek köy canlandırılmıştır.Ayrıca köy arazisinden kimse hiç bir yer satmayarak kültürün korunmasını sağlamıştır.Diğer köy derneklerimize de örnek olacak bu çalışmaların devamını diliyoruz.Ayrıca her sene yapılan haziran ın sonunda yapılan köy gününe tüm hemşerilerimiz davetlidir.

İğdebel Köyü - Tufanbeyli / ADANA:

 Adana ilinin Tufanbeyli ilçesine bağlı olarak Kafkasya'dan göç eden Abazalar (Ashuvalar) tarafından kurulmuş birmahalledir.Konumu itibariyle; Adana,Kahramanmaraş ve Kayseri illerinin tam birleşim noktasındadır. Köy idari bakımdan Adana’ya bağlıdır; Fakat Kayseri ve Kahramanmaraş il hudutları da beş kilometre uzaklıktadır. Coğrafi konumu itibarıyla iki dağın arasında yer alan İğdebel mahallesinin, ismini yörede bol miktarda bulunan iğde ağaclarından aldığı tahmin edilmektedir.Adana iline 211 km, Tufanbeyli ilçesine 25 km uzaklıktadır.

bottom of page